Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Habertürk canlı yayınında gündeme ait değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.

Fitch Ratings’in Türkiye’nin kredi notunu “B”den “B+”ya yükseltirken, not görünümünü “durağan”dan “pozitif”e çıkarmasının, Türkiye’nin hak etmediği bir pozisyonda bulunduğunu bir kere daha gösterdiğini ve bunun hakikat tarafta verilmiş bir karar olduğunu belirten Yılmaz, Orta Vadeli Programı (OVP) kararlılıkla hayata geçirmeye, yatırım ortamını güzelleştirmeye devam edeceklerini ve bütün bunların sonucunda, öbür kredi derecelendirme kuruluşlarından da benzeri not artırımlarının geleceğini söyledi.

Yılmaz, enflasyonla gayrete öncelik verdiklerini ve bunun siyaset setini OVP ile ortaya koyduklarını vurgulayarak, buna ait para, maliye siyasetleri ve yapısal ıslahatları içeren güçlü bir programı hayata geçirdiklerini kaydetti.

ENFLASYON MESAJI

“Son 10 haftada Merkez Bankasının rezervlerinde 14,5 milyarlık bir azalma kelam konusu. Bu da ‘seçim sonrasında bir siyaset değişikliği mi olacak’ sorusuna gelip takılıyor üzere gözüküyor?” sorusuna karşılık veren Yılmaz, hür kur rejimi izlediklerini, Merkez Bankasının spekülasyonlarla gayret etme vazifesini yerine getirdiğini ve küçük yatırımcıyı koruyacak biçimde müdahalelerini yapacağını anlattı.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, şöyle devam etti:

“Bir ülke enflasyonla uğraş ediyorsa kendi parasını esasen daha cazip hale getiriyor demektir. Hasebiyle şayet gerekiyorsa Merkez Bankamız son periyotta yaptığı üzere sıkılaştırıcı adımlar da atıyor burada. Birtakım spekülatif şeyler gördüğü vakit süreksiz de olsa bir kadro adımlar da atabilir, diğer enstrümanlar da kullanabilir. Burada şunu küçük yatırımcının bilhassa bilmesi lazım, daha geniş perspektifte baktığınız vakit, enflasyonla çaba edilen bir ortamda, kurun enflasyonun üstünde gelişmesini beklememek gerekir. Bu türlü bir şey yok yani bu eşyanın tabiatına ters. Nominal kurdan bahsetmiyorum fakat gerçek kurdan bahsediyorum. Enflasyondaki artış kurda da bir ölçü artış getirecektir. Son periyotta enflasyon bir ölçü beklentinin üstünde oldu, bu bir ölçü kura yansıyacaktır. Bu da olağan bir şey. Bunu kurda çok aşırı hareketlilik oluyor diye yorumlamamak gerekir.”

“Büyümemizin kompozisyonunun, enflasyonist olmayacak, cari açığı arttırmayacak biçimde, yatırım ve ihracat yüklü bir yapıya yanlışsız geçmesini dilek ediyoruz” diyen Yılmaz, tüketimi daha ölçülü hale getirmeyi, iç tasarruf oranlarını arttırmayı, artan tasarrufları da daha üretken alanlara kanalize etmeyi hedeflediklerini, böylelikle hem muhakkak oranda büyümeyi sağlamayı hem de dezenflasyonist sürece katkıda bulunmayı istediklerini tabir etti.

“GİDİŞATA NAZARAN KARAR VERİLECEK”

Yılmaz, toplumsal refah açısından konut konusunun çok kıymetli olduğunu, bilhassa birinci konut üzerinde durduklarını ve afet riskini dikkate alarak büyük bir kentsel dönüşüm programını ilan ettiklerini anımsatarak, “Önümüzdeki devirlerde gerek merkezi yönetim gerek mahallî idareler olarak daha fazla toplumsal konut üretme konusunda politikalarımızı göreceksiniz.” diye konuştu.

Konut arzını artırmanın değerine işaret eden Yılmaz, toplumsal konut, birinci konut sahipliği üzere konuların yanı sıra afette güçlü, yeşil dönüşümle birlikte güç manasında da daha efektif bir konut yapılanmasına gerçek gidilmesini gerektiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, konut kiralarında yüzde 25 artırım sonunun, enflasyonist periyotta kiracıları korumak, gözetmek için alınan bir karar olduğunda dikkati çekerek, şunları kaydetti:

“Asıl olan alışılmış enflasyonu düşürmek ve bu gereksinimi ortadan kaldırmak. Münasebetiyle enflasyonu kalıcı bir formda düşürdüğünüz vakit buna muhtaçlık kalmayacak aslında. Lakin bu husustaki karar şimdi alınmış değil. Bu yılın ortasına kadar geçerliliği var. Temmuza kadar süremiz var. Yaklaştığı vakit bir tesir kıymetlendirme yapılacaktır. Artılarına, eksilerine bakılacaktır. Enflasyonun gidişine, kiralardaki gidişata, hepsine bakılarak bir karar verilecektir.”