Depremin en şiddetli etkilendiği Paktika’nın Giyan ilçesinde, AA muhabiri depremzedelerle görüştü.

22 Haziran’da Afganistan’ı vuran 5,9 büyüklüğündeki sarsıntının akabinde hayatını kaybedenlerin sayısının 1150’ye çıktığı, yaralı sayının 1600’ü geçtiği açıklandı.

Giyan’da köylerdeki meskenlerin genelde erkek kardeşlerin aileleriyle birlikte yaşadığı iki katlı, geniş meskenler olduğu göze çarpıyor. Bu nedenle konutlar kalabalık aileleri barındırıyor. Fakat kil, çamur ve kerpiçten yapılan konutların neredeyse yarısı yıkıldı. Geri kalanlar ortasında da önemli hasar gören birçok konut bulunuyor. Yıkılmayan meskenlerin ise nispeten maddi durumu daha uygun olup konutlarını güçlendiren şahıslara ilişkin olduğu görülüyor.

Köylerde sağlam duvarlı, yeni yapıldığı belirli olan birçok konutta, çatlakların dahi oluşmadığı görüldü.

Giyan sakini Gafur Rahman, sarsıntı gecesine ait, “Deprem olduğunda herkes dışarı çıktı. Ellerindeki fener ya da ateşle zelzelesi duyurdular. Zira birden fazla insan o saatte uyuyordu. Herkes yıkılan konutlara koştu yardım için.” sözlerini kullandı.

Diğer köylülere nazaran daha âlâ durumda olduğu gözlenen Rahman, kendi ailesinden de 4 yaralı olduğunu fakat kimsenin hayatını kaybetmediğini aktardı.

Rahman, iki komşu aileden toplamda 15 kişinin hayatını kaybettiğini söyledi.

Aileler parçalandı

Afganistan’daki zelzelede insanların çabucak hemen hepsi çok sayıda yakınını yitirdi.

Onlardan biri olan 10 yaşındaki Nakibullah da öbür yüzlerce çocuk üzere zelzele nedeniyle ebeveynlerini kaybetti.

Çektiği acısı nedeniyle konuşmakta zorlanan Nakibullah, “Ruh halim berbat. Kendimde değilim. Ne yapacağımı bilmiyorum. Gelecek hakkında dertlerim var. Ne yaparım, nerede yaşarım bilmiyorum.” dedi.

Nakibullah’ın annesi, babası ve 3 kız kardeşi enkaz altında kalarak can verdi. Uçka köyündeki meskenleri ise büsbütün harabeye dönmüş durumda.

Akraba ve köylülerin yardımıyla aile fertlerinin cansız vücutları enkazdan çıkarıldı, toplu cenaze merasimi düzenlendi ve köy mezarlığına defnedildi. Nakibullah’ın ailesinden ise yalnızca bir kız kardeşi ve erkek kardeşi kaldı.

Nakibullah, amcasının meskeninde yaşadığını lakin kardeşlerinin dayısının meskenine gönderildiğini aktardı.

Nakibullah, “Deprem olduğunda ben de dahil hepimiz toprak altında kaldık. Beni çıkardılar sonra da kız kardeşimi. Kardeşlerim anne ve babamı daima soruyor ve ağlıyor. Bu nedenle onları dayımın meskenine götürdük.” diye konuştu.

Maddi imkansızlıklar içerisinde olduğunu ve yardım beklediğini aktaran amca ise sarsıntıda bir oğlunu kaybettiğini, ailesinden 4 kişinin yaralandığını kaydetti.

Ailesinden 12 kişi ömrünü yitirdi

53 yaşındaki Feyzullah Pişakman da ailesinden 12 kişinin “şehit” olduğunu söyledi.

Pişakman da birçok köylü üzere kalabalık bir konutta yaşıyordu. Anlattığına nazaran, kendi ailesi, kardeşleri ve onların aileleri ile toplamda 20 kişi alt katı ahır, üst katı da her aileye bir oda olacak biçimde geniş bir konutta yaşıyordu.

Deprem günü Host vilayetinde hamallık yaptığını aktaran Pişakman, kendi ailesine ilişkin oda duvarlarının daha sağlam olduğunu bu nedenle eşi ve 3 kızının hayatta kaldığını belirtti.

Ailesinden 12 kişinin hayatını kaybettiğini tabir eden Pişakman, “Kardeşlerim, eşleri ve çocukları ömrünü yitirdi. Tıpkı konutta yaşıyorduk. Bizim bulunduğumuz taraftaki duvarlar sağlamdı bu nedenle eşim ve çocukları hayatta kaldı. Şu an ise yaşayacağımız bir yer yok. Dışarıda kalıyoruz.” dedi.

Pişakman, “Haberi alır almaz apar topar köye geldim. Ben gelene kadar enkaz altındaki ailemi, komşular ve akrabalar çıkartmışlardı. Ben geldikten sonra da cenaze namazını kılıp defnettik.” tabirlerini kullandı.

Ruh haline ait bir soruya, Pişakman “Çok şükür, uygunum. Alışılmış ki acı verici bir olaydı lakin Allah’tan geldi. Sabretmekten diğer bir dermanımız yok. Eşim ve kızlarımı, kız kardeşimin konutuna götürdüm. Meskenimi tekrar yapacak param da maalesef yok.”

Taliban mensubu eşini kaybetti

28 yaşındaki Taliban mensubu Muhammed Nurşah Muttesir olay günü Pençşir vilayetinde vazifede olduğunu söyledi.

Depremde babasını, kardeşini, eşini ve 2 kızını kaybettiğini aktaran Muttesir, şu sözleri kullandı:

“Gelene kadar amcamın oğlu köylülerin de dayanağıyla cesetleri enkazın altından çıkarmış. Sonra cenaze namazını kıldık ve 5’ini de kendi ellerimle defnettim. Geriye annem, ben ve küçük bir erkek çocuğum kaldı. Ruh halim olağan ki uygun değil fakat takdiriilahi. Teslim olmaktan öbür dermanımız yok.”