Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Farabi Hastanesi’nde, hastalığının teşhisinde kriyobiyopsi tekniğinin uygulandığı bayan hastanın sıhhatine kavuştuğu bildirildi.

KTÜ’den yapılan yazılı açıklamada, hastanenin göğüs hastalıkları kliniğine başvuran ve yapılan incelemeler sonucu interstisyel akciğer hastalığı düşünülen 55 yaşındaki bayan hastadan, teşhisin mutlaklaşması için kriyobiyopsi metodu ile biyopsi alındığı belirtildi.

Dr. Öğretim Üyesi Olcay Ayçiçek ve Prof. Dr. Yılmaz Bülbül’ün birlikte gerçekleştirdiği sistem esnasında ve sonrasında rastgele bir komplikasyonla karşılaşılmadan hastanın süreç sonrası taburcu edildiği aktarılan açıklamada, Ayçiçek’in değerlendirmelerine yer verildi.

İnterstisyel akciğer hastalığının teşhisinin güç ve karmaşık olduğunu tabir eden Ayçiçek, hastalığın, akciğer dokusunda mikrobik olmayan iltihap ve fibrozis denilen elastikiyet kaybıyla karakterize, yaklaşık 200 farklı çeşidi olan hastalıklara verilen isim olduğunu kaydetti.

Ayçiçek, ilerleyici hastalıkta bilhassa nefes darlığı ve öksürüğün en sık görülen şikayetler olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:

“İlerleyici bir hastalık olması nedeniyle teşhisin bir an evvel konulup tedavinin başlanması gerekmektedir. Teşhis için öncelikle bronkoskopi eşliğinde, akciğerin bir bölgesi yıkanıp akciğer dokusundan biyopsi yapılmaktadır. Lakin bronkoskopi eşliğinde alınan doku biyopsileri çok küçük olduğundan çoğunlukla sonuç vermemektedir.”

Kesin teşhis noktasında hastaların, daha büyük akciğer dokularının elde edilebilmesi için ameliyatla alınan biyopsiye gönderileceğini aktaran Ayçiçek, “Ameliyatla biyopsi ise bronkoskopik süreçlere nazaran daha invaziv olduğundan hem komplikasyon gelişme riski taşımakta hem de maliyeti daha yüksek olmaktadır.” tabirini kullandı.

Ayçiçek, son yıllarda interstisyel akciğer hastalığı tanısı için kriyobiyopsi sürecinin geliştirildiğini tabir ederek, şunları kaydetti:

“Kriyobiyopsi ameliyathane koşullarında, genel anestezi altında, hasta entübe edilerek yapılmaktadır. Entübe edilen hastada, tüpün içerisinden akciğere gönderilen krio probunun ucu soğutularak dokuya yapışması sağlanmakta ve bu biçimde klâsik bronkoskopi ile yapılan biyopsilerden çok daha büyük doku modülleri alınabilmektedir. Süreç sonrası kanama ya da pnömotoraks olarak isimlendirilen akciğerde sönme durumu oluşabilmekte fakat bu cins komplikasyonlar klasik biyopside de gözlenebilen durumlar olmaktadır. Kriyobiyopsi, şu anda Türkiye’de birkaç merkezde uygulanabilmektedir. Karadeniz Bölgesi’nde, bu süreci yapan Farabi Hastanesi dışında bir merkez bulunmamaktadır.”